Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Bu ilke, öğrencinin öğrenme-öğretme ortamında aktif rol almasını, öğrenme sorumluluğunu üstlenmesini ve yaparak-yaşayarak öğrenmesini vurgulamaktadır. Öğrenme-öğretme sürecine öğrencinin etkin katılımını sağlamaya çalışır.
Öğrencilerin nesneleri incelemeleri, duyu organlarıyla algılamaları, deney, gezi, gözlem ve atölye çalışmaları yapılarak öğrencinin derse aktif olarak katılması, soru sorması, konuşması, tartışması, bilgiyi geçmiş yaşantılarıyla ilişkilendirmesi, öğrenmeyi öğrenme yolları bilmesi ve uygulaması, proje üretmesi ve hayata geçirmesi anlamına gelir.
Öğrencinin derse etkin katılımı, yaparak-yaşayarak öğrenme ilkesinin hayata geçirilmesiyle mümkündür.
Öğrenme-öğretme sürecinde ne kadar çok duyu organı işe koşulursa, davranış değişikliği o kadar kalıcı olur.
Yapılan araştırmalarda zaman sabit tutulmak üzere insanlar;
Okuduklarının %10'unu,
İşittiklerinin %20'sini,
Gördüklerinin %30'unu,
Hem görüp hem de işittiklerinin %50'sini,
Söylediklerinin %70'ini,
Yapıp söylediklerinin %90'ını hatırlamaktadır.
Örnek olarak,
Öğrenciler yakın çevredeki ağaç türlerini inceledikten sonra sınıfta bir gözlem raporu yazar.Sonrasında ekip çalışmasıyla raporları analiz eder, üzerinde tartışır ve değerlendirme yapar.
Beden eğitimi öğretmeninin öğrencilerine hentbol kurallarını öğretirken öğrencilerinin hentbol maçı yapmalarını sağlayarak aktivite ilkesine uygun hareket etmiş olduğunu gösterir.
Mustafa Kemal, 1 Mart 1922 tarihinde TBMM açılış konuşmasında “Yurt çocuklarını toplumsal ve ekonomik alanlarda etkin ve verimli kılabilmek için gerekli olan ön bilgileri iş üstünde öğretme yöntemi, eğitim ve öğretimin ana kuralı olmalıdır. Ortaöğretimde de eğitim ve öğretim yönteminin işe ve uygulamaya dayanması ilkesine uymak kesin olarak gereklidir” diyerek yaparak yaşayarak öğrenmenin önemini ortaya koymuştur.
Tarih: 2019-07-25 10:00:00 Kategori: Eğitim-Öğretim
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Yaparak-Yaşayarak Öğrenme İlkesi Nedir
Bu Yazıda Neler Var:
Yaparak-Yaşayarak Öğrenme İlkesi (İş, etkin katılım,Aktivite)
Bu ilke, öğrencinin öğrenme-öğretme ortamında aktif rol almasını, öğrenme sorumluluğunu üstlenmesini ve yaparak-yaşayarak öğrenmesini vurgulamaktadır. Öğrenme-öğretme sürecine öğrencinin etkin katılımını sağlamaya çalışır.
Öğrencilerin nesneleri incelemeleri, duyu organlarıyla algılamaları, deney, gezi, gözlem ve atölye çalışmaları yapılarak öğrencinin derse aktif olarak katılması, soru sorması, konuşması, tartışması, bilgiyi geçmiş yaşantılarıyla ilişkilendirmesi, öğrenmeyi öğrenme yolları bilmesi ve uygulaması, proje üretmesi ve hayata geçirmesi anlamına gelir.
Öğrencinin derse etkin katılımı, yaparak-yaşayarak öğrenme ilkesinin hayata geçirilmesiyle mümkündür.
Öğrenme-öğretme sürecinde ne kadar çok duyu organı işe koşulursa, davranış değişikliği o kadar kalıcı olur.
Yapılan araştırmalarda zaman sabit tutulmak üzere insanlar;
Okuduklarının %10'unu,
İşittiklerinin %20'sini,
Gördüklerinin %30'unu,
Hem görüp hem de işittiklerinin %50'sini,
Söylediklerinin %70'ini,
Yapıp söylediklerinin %90'ını hatırlamaktadır.
Örnek olarak,
Öğrenciler yakın çevredeki ağaç türlerini inceledikten sonra sınıfta bir gözlem raporu yazar.Sonrasında ekip çalışmasıyla raporları analiz eder, üzerinde tartışır ve değerlendirme yapar.
Beden eğitimi öğretmeninin öğrencilerine hentbol kurallarını öğretirken öğrencilerinin hentbol maçı yapmalarını sağlayarak aktivite ilkesine uygun hareket etmiş olduğunu gösterir.
Mustafa Kemal, 1 Mart 1922 tarihinde TBMM açılış konuşmasında “Yurt çocuklarını toplumsal ve ekonomik alanlarda etkin ve verimli kılabilmek için gerekli olan ön bilgileri iş üstünde öğretme yöntemi, eğitim ve öğretimin ana kuralı olmalıdır. Ortaöğretimde de eğitim ve öğretim yönteminin işe ve uygulamaya dayanması ilkesine uymak kesin olarak gereklidir” diyerek yaparak yaşayarak öğrenmenin önemini ortaya koymuştur.
Tarih: 2019-07-25 10:00:00 Kategori: Eğitim-Öğretim
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx